Ak Parti Malatya Milletvekili aday adayı Fikret Özdemir, Türkiye ve Ortadoğu’nun kaderlerinin aynı olduğunu söyledi.
Amerika ve Batı’nın çizdiği istikamette gitmek zorunda bırakılan ülkelerin hiçbir zaman bağımsız bir politika ve şahsiyetli bir duruş sahibi sergileyemediğini anlatan Özdemir, “Bütün yönetim iplerinin dışarıda oluşu ve buna bağlı olarak içerideki işbirlikçilerin de gayretiyle, bu ülkeler bellerini bir türlü doğrultup da, kendilerine yakışan bir yönetim modelini gerçekleştirememiştir. Biraz demokrasi yolunda mesafe katledildiği zamanda, Batı’da yine bazı mahviller tarafından düğmeye basılıp, demokrasi aşığı liderlerin önü hep kesilmiştir… Bu ülkeler hiç bir zaman kendi kaderleri ile başbaşa bırakılmamış, aksine, hüküm belirleyici yine hep tahahümcü Batı ve Amerika olmuştur” dedi.
TÜRKİYE’DE DAHİL
Son 100 yıla damgasını vuran demokrasi aşığı liderlerin ve kadroların başına neler geldiğini ifade eden Özdemir konuşmasının şöyle sürdürdü; “Türkiye’de dahil, bilhassa Güney Amerika ve Orta Doğu ülkeleri hep çıkarılan suni kaoslarla meşgul edilmiş ve enerjilerinin boşa harcanması sağlanmıştır bir takım güçler tarafından yine güzelim cennet ülkemizde de, bu tür oyunlar sıklıkla sahnelenerek, hep değişik algı oyunları ile, kardeşi kardeşe vurduran bu melun güçler, bu sayede de içerideki bazı para baronlarının daha da palazlanmasına vesile olmuşlardır.Bir kere şunun altını net bir şekilde çizmek istyorum. Bugün Türkiye’mize milli davaya hizmete en yakın hangi kadro işbaşına geldiyse, en kısa zamanda icabına bakılarak, çeşitli ayak oyunları ile devre dışı bırakılmıştır.”
1960 DARBESİ
Özdemir konuşması devamında; 1960 askeri darbe sonucu iktidardan uzaklaştırılan merhum lider Menderes ve bakanlarının asılarak öldürülmesi ile ilgili olarak adeta ‘buralarda bizden izinsiz kuş uçmaz’ mesajını veren bu karanlık yapılar, istediklerinde ne kadar cani dahi olabileceklerini de açık ve seçik bir şekilde göstermişlerdir…
HADDİ HESABI YOK
Merhum Turgut Özal da, yapmak istediği icraatları, işte bu kirli yapının ayak oyunları sayesinde yapamamış, hatta kuvvetli bir iddiaya göre de zehirlenerek safdışı bırakılmıştır…
Bu aynı melanet odaklarının, merhum Necmettin Erbakan’a yaptıkları zulümlerin ve terbiyesizliğin haddi hesabı yoktu… Ki; Allah için, Merhum Erbakan ülkesini karşılıksız seven ve içi hizmet aşkıyla dopdolu olan bir dava adamı olmasına rağmen, bu hasletleri bu yapıların asla hoşuna gitmemiş, iktidardan gönderene kadar her türlü pisliği sergilemekten geri kalmamışlardır.Para da dahil olmak üzere, bu zamana kadar ülkenin tüm kaynaklarını kontrol eden bu yapılar, önlerine çıkabilecek tüm engelleri de acımasız bir biçimde bertaraf etmişlerdir. Çeşitli faiz oyunları ve borsa spekülasyonları ile ekonomiyi felç durumuna getirip çalıştırmadılar yıllarca. Bu fakir millet, doymak nedir bilmeyen bu aç gözlü yapılara yıllarca ölesiye çalıştı durdu…
MİLLİ İKTİDAR
Ama Yüce Mevla’ya hamd olsun ki, 2001 yılından bu yana, her yönüyle milli bir iktidar görev yapmakta. Kendi ülkesinin çıkarlarını canından çok daha aziz bilen bu yönetim kadrolarına sahip olduğumuz için ülke olarak gerçekten çok şanslıyız…
Göreve geldiği günden bu zaman kadar gecesini gündüzüne katarak, çalışan, her türlü zorluğa göğüs geren, çeşitli iftira ve tezviratlar karşısında dik duruşunu hiç bozmayan, sayısız kereler suikast teşebbüsünde bulunulduğu halde milim geri durmayan, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a buradan en kalbi şükranlarımı belirtmek istiyorum…
DAVA ADAMI DAVUTOĞLU
Yine aynı heyecanla bayrağı devralan büyük dava ve hizmet adamı Başbakan Ahmet Davutoğlu da görkemli bir övgüyü haketmekte… Türkiye tarihinin bu güne kadar gördüğü en başarılı bir kadro ile karşı karşıyayız. Aslında burada bir anlamda da Türkiye’nin bu muazzam kadrolar ile şahlanışına tanıklık etmekteyiz. Aziz vatanımız, her alanda büyük bir ivme ile bölgesinde hakettiği yere doğru hızla yol almakta… Bu gelişmeler o kadar heyecan verici ki… Bu ülkenin bir ferdi olduğum için de; tarifsiz bir kıvanç duyguları ile dopdoluyum…
Bu muazzam hizmeti gerçekleştirerek, tarihe silinmeyecek altın imzalar atan bu yürekli şahsiyetlere, en içten teşekkürlerimi iletiyorum…”