Şuurlu Öğretmenler Derneği (ÖGDER) Malatya Şubesi tarafından düzenlenen 1. Milli Eğitim Şurası’nda eğitimdeki sorunlar masaya yatırıldı. Dival Otel’de gerçekleştirilen toplantıya İnönü Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Burhanettin DÖNMEZ, ÖĞ-DER) Genel Başkanı Hamdi SÜRÜCÜ, ÖĞ. DER Kurucu Genel Başkanı İsmail Hakkı AKKİRAZ Milli Gazete Genel Yayın Yönetmeni Mustafa KURDAŞ, Harran Üniversitesi Eğitim Fakültesi Prof.Dr. Burhan AKPINAR Saadet Partisi İl Başkanı Mehmet ASİLTÜRK, ÖĞ-DER Malatya Şube Başkanı Ramazan GÜLLÜOĞLU ile çok sayıda davetli katıldı. Toplantıda eğitimde öğrenci, öğretmen ve okulların günümüzdeki durumu masaya yatırılarak çözüm önerileri dile getirildi.
İnönü Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Burhanettin DÖNMEZ, öğretmenin mesleki değerlerinin olması gerektiğini belirtti. Son yıllarda insanların ahlaklı olmaktan çok ahlakçı olmayı tercih ettiğini söyleyen Dönmez, herkesin doğruyu bildiğini ancak doğru bildiği şekilde yaşamadığını ifade etti. Eğitim insan yetiştirme işi olmaktan çıkarılıp yarışa dönüştürüldüğünü söyleyen Dönmez, öğretmenlik için verilen formasyon eğitimi konusunda yaşanan sıkıntıya dikkat çekti.
Atama bekleyen 450 bin civarında öğretmen adayı olduğunu anlatan DÖNMEZ, hali hazırda 953 bin öğretmenin görev yaptığını söyledi. En fazla 1 milyon öğretmenin kadroda olabileceğini ifade eden Dönmez. “Tümünü atanması mümkün değil. Bunu ben biliyorum, bakanlık ve YÖK’te biliyor. Niye bu çocuklar (formasyon verilerek) kandırılıyor. Öğretmenler olarak atanma şansı olmayan alanlarda insanlara formasyon belgesi vermenin sonuçlarının iyi bilinmesi lazımdır. Unutulmamalı ki öğretmen yetiştirme sistemiyle oynamak ülkenin geleceğiyle oynamaktır. Hepimiz çocuğumuz için iyi bir okul ve öğretmen istiyoruz ancak iyi bir öğretmen yetiştirmemize fırsat verilmiyor. Herkes öğretmen olsun deniliyor. YÖK ve MEB gençlerden bilgileri saklıyor. Yeterince bilgi vermiyor. Atanma ihtimali olmayan insanlar sömürülüyor. Benim rahatsızlığım bundandır. Az sayıda kaliteli insan yetiştirelim diyoruz. Mesleki değerleri zarar veren öğretmenlerin meslektaşları tarafından kınanması engellenmesi gerekir. Okul yöneticileri okul iklimi ve kültürünün oluşturulması konusunda öğretmenler arasında örnek davranışlar sergilemelidirler. Ancak bu örnek davranışı sergileyecek kişilerin yönetici olması lazım. Ama efendim iktidara yakın olanlar ve bir sendikanın üyelerinin yönetici atanmasıyla olmuyor bu iş. Bunlar lafla olmuyor. Kul hakkı diye bir şey var. İşin ehline teslim edilmesi ise kul hakkı sadece Müslümanın hakkı değildir. O gelecek kendi adamını atayacak, ben geleceğim kendi adamımı atayacağım. Sonrada biraraya gelip ne kadar dürüst olduğumuzu söyleyip kendimizi tatmin edeceğiz. Ahlak dersi vermekle olmuyor ahlaklı olmamız lazım. Öğretmen sıradan insan olmamalıdır. Ama sıradanlaştırmak için elimizden geleni yapıyoruz” dedi.
Milli Gazete Genel Yayın Yönetmeni Mustafa KURDAŞ da medyanın toplum ve öğrenciler üzerindeki etkisine değindi. Öğretmene gelinceye kadar öğrencilerin medyadan olumsuz etkilendiğini söyleyen KURDAŞ, 2-3 yaşında çizgi film izleyen çocuklara bile birtakım bilgiler yüklendiğini dile getirdi. KURDAŞ, “Daha küçük çocuklara televizyonlarda dizilerle, eğlence programlarında verilen olumsuz mesajlarla beyni ve yüreği elde edilmiş şekilde öğretmenlere geliyor. Medyanın gündemi neyse toplumun müfredatı o. Milli Eğitim Bakanlığı’nın gündemi neyse çocukların müfredatı odur. Medya müfredatını topluma çocuklara dayatıyor. Dezenformasyona yol açıyor. İnternetten uzak durulsun demiyoruz ama iyi işler için kullanılması gerekiyor. Medya bugün hayatın her alanında giyimini kuşamını ve zihnini belirliyor” dedi.
ÖĞ.DER Genel Başkanı Hamdi SÜRÜCÜ ise nesillerin şuurlu yetiştirilmesi gerektiğini ifade etti. Herkesin toplumdaki dejenerasyon konusunda hemfikir olduğunu söyleyen Sürücü, “İnsanlarımıza sorduğumuzda herkes gidişat ile ilgili dertli. Herkes ‘Bizim zamanımızda gençlik böyle değildi’ diye serzenişte bulunuyor. O zaman bu gidişatı değiştirmek için el ele çalışmalıyız. Bu sadece öğretmenlerin yapacağı iş değil. Herkese görev düşüyor. Tarihimize baktığımızda görkemli bir geçmişimiz var. Biz bu birikimden sonra bugün neredeyiz gençlerimize öğretmek mecburiyetindeyiz. Gençleri şuurlandırmazsak geleceğimiz bugünkünden daha iyi olmayacak. Gençlerin zihinlerini şekillendirmeye çalıştığımız kadar kalplerini de şekillendirmeye çalışmalıyız. Kalpleri de sevgi ve fedakarlıkla doldurmalıyız. İnsanı iyi yetiştirmeliyiz. Gençler kısa yoldan eğlenceye, maddiyata ulaşmanın yolunu arıyor. Yılbaşında binlerce insan adı milli olan kumarı oynamak için sıraya giriyor. İddia için koşuşturuyorlar. İçki uyuşturucu gibi alışkanlıklar ortaokul seviyesine inmiş. O zaman biz çocuklarımızı ahlaklı edepli yetiştirmek mecburiyetindeyiz” diye konuştu.
ÖĞ-DER Malatya Şube Başkanı Ramazan Güllüoğlu ise “Biz kentte zaman zaman ziyaretler gerçekleştiriyoruz. Ziyaretlerine gittiğimiz herkes toplumdaki dezenformasyonu dile getiriyor. Ancak bunları dile getiren herkes iyileşmeyi kendi dışındaki kişilerden, yöneticilerden beklemektedir. Bu anlamda ÖĞ-DER’in misyonu oluşan bu boşluğu yeni bir şuurla doldurmaktır. Biz önce ahlak ve maneviyat düsturuyla hareket ederek Salih bir neslin şuurlu öğretmenlerce olacağına inanıyoruz. Bu işleri sadece diyanete, okul yöneticilerinden beklemek topu taca atmaktır. Özellikle biz öğretmenler olarak çok iyi yol yapan mühendisler değil çok iyi yol yapan dürüst mühendisler yetiştirmeliyiz” şeklinde konuştu.
Anadolu Gençlik Derneği (AGD) Malatya Şube Başkanı Tayyar EMRE, mesleki eğitimle ilgili sıkıntılara dikkat çekti. EMRE, meslek liselerinden mezun olanların yüzde 5’i kendi alanında çalıştığını ifade etti.