Bazan aklıma mukayyet ol Ya Rabbim, diyorum.
Lakin bu ülkede bir takım insanlar var ki kendilerini anlamak şöyle dursun, aynı ülkede mi yaşıyoruz diye şüphe ediyorum. Geçen gün sosyal medyada yine bir sanatçının ne hainliği kaldı, ne de yoldan çıkmışlığı.
Türk Halk Müziği Sanatçısı Esat Kabaklı’dan söz ediyorum.
Meğer sorun şuymuş: Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun da katıldığı Ak Partinin bahar şenliğinde bu değerli sanatçımız da sahne almış! Bakar mısınız ne büyük bir günah işlemiş!
Kabaklı ailesini bilen bilir.
Şeyhü’l Muharririn Ahmet Kabaklı Hocanın yeğenidir Esat Kabaklı. Bu ülkede birilerinin İslam adına konuşma cesareti gösteremediği zor zamanlarda “Gün Işığı” altında bu milletin sesi olmuş, cesaretli, hakkaniyetli, milli ve maneviyat eri bir yazardı Ahmet Kabaklı Hoca.
Kurmuş olduğu Türk Edebiyatı Vakfın çatısı altında Türk Edebiyatı Dergisi gibi yaklaşık yarım asırlık bir dergiyi bir üniversite gibi bu ülkenin aydınının emrine vererek nice isimlerin görüşlerini ve kendilerini anlatmasına zemin hazırladı.
Necip Fazıl Kısakürek başta olmak üzere, Abdurrahim Karakoç, Bahattin Karakoç, Cemil Meriç, Bekir Sıtkı Erdoğan, Arif Nihat Asya, Yavuz Bülent Bakiler, Beşir Ayvazoğlu, Sibel Eraslan, Ömer Lütfi Mete gibi yüzlerce ustanın yetişmesine vesile oldu Türk Edebiyatı Dergisi. Bizim kuşağa da iyi bir üniversite.
Bu derginin etrafında muhafazakâr olan her kesimden isimler vardı. Türk İslam ülkücüleri de, Türkçü olanları da, İslamcı olanları da bir arada idiler. Bu eğilimleri bir araya getiren hiç kuşkusuz Ahmet Kabaklı Hocanın engin bilgisi, asil duruşu ve tutumuydu.
Bugün bu vakfın başında Gazeteci Yazar Ağabeyim Servet Kabaklı var. Bir bilgi, görgü ve nezaket timsali olan Servet Kabaklı’yı tanımayanlar bendenize göre çok şey kaybetmişler demektir. Ve Türk Edebiyatı Dergisinde bu eğilim hala devam ediyor. Nitekim bu dergi devlet ebed millet diyen bir dergi. Esat KABAKLI işte böyle bir ekolden geliyor.
Kendisini tanıyıp bilmeyenler siyasetin dar kalıplarıyla, sloganik söylemleriyle “Esat KABAKLI da Ak Partili olmuş” diyerek güya kendisini aşağılamaya, hainlikle suçlamaya başladılar. Bunu daha önceleri de Uğur Işılak için yapmışlardı.
Bu ayrıştırma, insanları kategorize etme, sanatçıları sucu bucu diye yaftalamak bu insanların tek meşguliyeti haline gelmiş adeta. Ak Parti Türkiye’nin üç beş gerçek sanatçısından birisi olan Esat Kabaklı’ya teklif götürmüşse şayet, biz kendisini doğru tanıyorsak hayır demez, diyemez kesinlikle.
Çünkü Esat KABAKLI, bildiğimiz kadarıyla kendisini şucu veya bucu olarak tanımlamamış, bu güne kadar sanatçı duruşundan ödün vermemiş bir Alperen kişilik.
Sosyal medyada sayfalar dolusu eleştiri ve hakaret gerçi sahibini bağlar diyeceğim ama bu ülkede bir sanatçının nerede sahne alıp almayacağını belirlemeye kalkışıyorsa, bile linç meselesi haline getiriliyorsa oldukça düşündürücüdür.
Esat Kabaklı, sanatçı Rojin ile nasıl sahne alabilir? Sorusu en çok sorulan sorular arasında. Bu soruyu da en çok ülkücüler soruyor.
Ben de kendilerine siz mecliste S. Demirtaş ile nasıl aynı kulvarda birlik ve beraberlik içinde olabiliyorsanız ve bunu demokratik bir hak olarak görüyorsanız bir sanatçının da kendisiyle hiçbir ilintisi olmayan bir başka insanla aynı sahneyi paylaşması olağan bir şeydir.
Hâsılı kelam, kendisinden, fikirlerinden ve duruşundan asla şüphe duyulmaması gereken Esat KABAKLI da “hain” damgası yiyorsa bu kesimden, artık pes diyorum gayrı! Sadece diyorum ki:
“Ey kendinden başka hiç kimseyi vatansever olarak görmeyen ve pervasızca “hainlikle” yaftalayan tayfa, vatanseverliği bile kendisinden öğrendiğiniz insan için bir şey konuşacağınız zaman birazcık utanın veya:
Haddinizi Bilin!
Meryem Aybike SİNAN-Haber7
[email protected]
Twetter: @aybikesinan