Bu Haberi Yazdır

Değerli yönetim kurulu üyelerimiz, Değerli meslektaşlarım bu davetimize iştirak ettiğiniz için hepinize teşekkür ediyor ve saygılarımı sunuyorum. Hepiniz  istişare toplantımıza hoş geldiniz.

Öncelikle geçtiğimiz günlerde bir vali tarafından, öğrencilerinin ve meslektaşlarının önünde azarlanan, dilenci-anarşist muamelesi yapılan bir öğretmenimiz bu aşağılanmaya dayanamayarak kalp krizi sonucu vefat etmiştir. Kendisine Allah’tan rahmet diliyorum.
Şunu da belirtmek isterim ki öğretmen,  kimsenin şamar oğlanı değildir. Makam hırsı uğruna öğretmenlik mesleği  itibarsızlaştırılamaz. Makam sahipleri yetkilerinin sınırını bilmelidir. Yetkili merciler bu tür makam terörüne artık dur demelidir.
EKSEN KONFEDERASYONU EKSEN EĞİTİM SEN HAKKINDA BİLGİLENDİRME YAPACAK OLURSAK:
Eğitimci Kamu Çalışanları Sendikası (EKSEN),  2012 yılı Eylül ayı itibariyle kurulmuş olup çağdaş sendikacılığın genel normlarını esas almakla birlikte,“SİVİL, MİLLİ, KATILIMCI VE MANEVİ DEĞERLERİMİZE BAĞLILIĞI”  temel ilke kabul eden bir anlayışla yola çıkmıştır. 12.12.2014 tarihinde de EKSEN Konfederasyonu adıyla konfederasyonlaşmıştır.
EKSEN’İN AMACI, insan haklarına saygılı, her bireyin özgür olarak kendini ifade edebileceği, tarihi ve kültürel değerlerimize sahip çıkan; insanlar arasında fikir ayrımı yapmadan onları saygıdeğer birer birey olarak kabul eden,  ülke kalkınmasında sivilleşmenin önemine inanan, ülke insanına düşünce ufku açmayı amaçlayan, ülke kaynaklarının herkes tarafından adilce kullanılabileceği; inançların baskıya uğramadan ifade edilebileceği, külfetin ve nimetlerin eşit bir şekilde paylaşılacağı, tarihiyle barışık, insanların vatandaşı olmaktan gurur duyacakları güçlü, huzurlu ve büyük bir Türkiye hayalini gerçekleştirmektir.

EKSEN Eğitim Sen, sivil toplum anlayışını kendi öz değerlerine dayanarak temellendirmektedir. Bu bakış açısından beslenen EKSEN’in  sadece ücret sendikacılığıyla sınırlı bir sendikal  örgütlenmeye saplanıp kalmayacağı açıktır. Bu çerçevede EKSEN,  üyelerinin ekonomik ve özlük haklarını koruyup genişletmekle, toplumun sosyal, kültürel ve ekonomik gelişimini bir potada eriterek, milli, sivil, katılımcı ve manevi değerlere bağlı olmayı ölçü olarak benimsemiş, ilkeli ve seviyeli sendikacılığın öncüsü, güçlü bir sivil toplum örgütü olma hedefiyle çıkmış olduğu yolda önemli mesafeler kat etmiştir.
Sendikalar, üyelerinin iradelerini biçimlendiren değil, ilkeler doğrultusunda ortak irade oluşturan yapılar olmalıdır. Sendikaların işlevi üyelerinin iradelerinin üzerine Cemil Meriç’in ifadesiyle siyasi ideolojileri bir “deli gömleği” gibi giydirmek değildir.  Maalesef ki bugüne kadar sendikaların üst düzeyde karar vericileri, kamu çalışanlarının üye olarak sendikalara verdiği gücü, kendi siyasi ideolojileri doğrultusunda yönlendirerek ve kullanarak heba etmiştir ve heba etmeye devam etmektedir.  Sendikalar elde ettikleri kurumsal iradelerini, politize olarak siyasi partilerin adeta emrine verip, “gölge varlık” konuma düşmemelidir. Ne var ki sendikacılığın ülkemizdeki müktesebatına baktığımız zaman, durumun pek parlak olmadığı ortadadır. Sendikalar bu duruma son vererek, gerçek kimliklerine bürünüp “asli varlık” konumuna geçmelidirler. Mücadelemiz kamu çalışanının ortak iradesi üzerindeki bu vesayetti kaldırıp, kamu çalışanlarının sendikal iradesinin özgürleştirilmesi mücadelesidir.
Manevi değerlere bağlı bir sendikal bir hareket olarak, insanların fırsat ve imkânlarda eşit olması anlamına gelen “sosyal adalet” prensibini ön planda tutarak, “iş takibi” değil “hak takibi” yapan bir sendika olacağız. İnsanların kendisine karşı ahlaken doğru davranıldığını hissetmesi manasına gelen “ahlaki adalet” prensibine göre, yetki sahiplerinin uygulama yapması gerektiğini, bu kapsamda kamudaki makam ve mevkilere yönetici atarken “ehliyet ve liyakat” esasına dayalı olarak hareket edilmesini dile getiren bir sendika olacağız. Ancak maalesef ki “kamusal vicdanı” zedeleyen ve bu değerlerin aşındırılmaya çalışıldığı bir süreci yaşamak zorunda kalmamız üzücü olsa da, tüm bu olumsuzluklarla mücadele ederek başta “kamusal adalet” duygusu olmak üzere, manevi değerlerimizin çalışma ve toplum hayatımıza hâkim kılınması için öz veriyle hareket edeceğiz.
Belirlediğimiz tüm hedeflere yeni bir sendikal anlayışla varacağız. Esas aldığımız sendikal modelin adı toplumun her kesiminin bütünleştiği, mücadele ve hedef birlikteliği şemsiyesi altında buluştuğu “Toplumsal Birlik Sendikacılığı”dır.
Mevcut durumda imkanlarımızın/kabiliyetlerimizin, sınırlılık ve zorluklarımızın farkındayız. Kabiliyetlerimizi genişletirken sınırlılıklarımızı daraltmanın, bir takım ruhuyla çalışma gerektireceği açık bir şekilde ortadadır. Bu zorlukları da siz değerli meslektaşlarımızla hep birlikte inşallah aşacağız.
Cahit ZARİFOĞLU’ nun  “Bize, sadece sözlerimizi değil, yüreğimizi anlayan insanlar lazım” diyerek tarif ettiği hakikatle yola çıkan EKSEN; yüreklerini ortaya koyan, yürekten konuşan, yüreğiyle mücadele eden bir kadronun, belirlenen hedeflere ulaşmasının önünde Allah’ın izni ile hiçbir engel yoktur.
Rabbim yapacağımız çalışmalarda muvaffakiyetler versin.
Nöbet eylemimiz devam etmektedir.
08 Şubat 2015’ te  alınan nöbet eylem kararı, üyelerimize ve öğretmenlerimize karşı okul idarelerinin takındığı tutum nedeniyle bütün mesai günlerini kapsayacak şekilde genişletilmiştir. Eylemimiz 12 Haziran 2015’ e kadar devam edecektir. Kılık-kıyafet eylem kararımız da süresiz devam etmektedir.
Hepinize tekrar hoş geldiniz diyor ve saygılarımı sunuyorum.
EKSEN Eğitim Sen Malatya İl Başkanı Kenan AKDOĞAN’ın konuşmalarından sonra istişare toplantısına devam edildi.